Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | dik eğimli | steeply-sloping adj. |
General | dik eğimli | pendant adj. |
General | dik eğimli | pendent adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Architecture | ||
Architecture | dik eğimli (çatı) | high-pitched adj. |
Anatomy | ||
Anatomy | birçok hayvanda bulunan, komşu omurların dik omurgaya doğru eğimli olduğu sırt omuru | anticlinal vertebra n. |
Botanic | ||
Botanic | eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen | ascendant adj. |
Botanic | eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen | ascending adj. |
Botanic | eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen | ascendent adj. |
Geography | ||
Geography | lake district'te dik ve sivri kayalık boyunca uzanan eğimli kaya tabakası | rake n. |
Geography | birbirini izleyen dik ve yumuşak eğimli yamaçları bulunan (topoğrafya) | dip-and-scarp n. |
Geology | ||
Geology | erozyona dirençli olup genellikle dik eğimli tabakalardan meydana gelen uzun ve keskin tepeli sırt | hogback n. |